Babaabbesinin “uyan hadi, sen güçlü bir kızsın, bunu hep hatırla oldu mu?” sözleri ile uyanan küçük kız, dün akşam beklenen sonun bu sabah gerçekleştiğini anlamıştı. Sakince yatağından kalktı. Babaanesi ile önce yüzünü yıkamak için banyoya gitti. Aynadaki 10 yaşındaki yaşlı kadını gördü derin ama anlamsız bakan gözleriyle. Bir damla gözyaşı yanağından süzülürken eliyle yolunu kesti o damlanın. Kendine “şimdi olmaz” dedi, iç sesini babaannesinin duymaması ümidiyle.
Sonra kendisi önde babaannesi arkada salona doğru atmak istemediği adımlarla yürüdü. Aylardır anneannesinde yaşayan bu küçük kız, o kolidorun o kadar uzun olduğunu bu sabah anlamıştı. Tıpkı bundan sonra hayatının da kolay olmayacağını anladığı gibi.
Dün akşam yüzünü örttükleri ama sonra yeniden hayata ve babasının eline tutunan annesini yine yüzü örtülü gördüğünde bir umut gözlerini açması dileğiyle örtüye sarıldı. Ancak bu sefer o son gördüğü yerde yatan cansız bir bedendi.
Hayatı anlamaya başladığında ilk tanıştığı kanser, ondan hayatta en çok sevdiği kişiyi almıştı. Henüz 10 yaşındaki bir kız için ağır bir baslangıç olmamış mıydı bu?
Leave a Reply