Bir devrin çocukları gibi sevdim seni, öyle masum, öyle saf, öyle karşılıksız ve öyle ben olarak. Elime, yüzüme bulaştırarak tattım sevdanın acısını. Bu yüzdendir geçmesinin uzun sürmesi. Bu yüzdendir her bende biraz sen olması.
Kapıyı Çalan Sensizlik: Evde Yokuz
Hayatın akışında oradan oraya savrulan seni, gözümde "yine görüşeceğiz" diyen yaşlarla uğurluyorum. Hızlı adımlarla giden senin ardında kalan benler, onlar bir olmuş yokluğunun pençesinden kurtulmaya çalışıyoruz. Seninle bir başka yaşayan biz, şimdi sensiz yaşayamayanlara dönüşmemenin savaşını veriyoruz. Sensizliğin kapımızı çaldığı bugünü, yarın seninle açabilmek dileğiyle...
Gidemeyenlere ve Kalamayanlara
Bitmez dediğim dertlerimi sevdalara, dinmez dediğim acılarımı mutluluğa dönüştüren, geçmişten gelmeyen ama geleceğimde olacağına inandığım, sevginin hissedene ait olduğunu düşünen; hayat seni nereye götürürse götürsün ben de hep seninle orada olacağım. Hayatına giren her insanda bir parça kendisini arayan, bulamayınca kalamayan sen, yolculuğun tadını çıkar. Sana hoşçakal demeyeceğim. Tekrar görüşmek üzere...
Bir Küçük Kaza
Başımızda kavak yelleri estiği zamanlardan kalan sevdalarımı, meltem rüzgarıyla yolladım sana. Nereden bilebilirdim sendeki o sert fırtınada alabora olacağını. Senin sahilinden benim batışımı izledim sendeki derinliklere.
Vazgeçmenin Bedeli
Ellerimi her uzattığımda sevgiyle yüreğine dokunabilmek umuduyla, sadece hoşçakal diyebildim sana. Seninle biz olabilmek için yürüdüğüm bu yolda, artık çıkmaz sokağa ulaştığımı anladım. Artık başkalarının uzattığı ellere tutunuyorum bu çıkmazlardan kurtulmak, seninle olamadığımız Bizi olabilmek için. Karanlıklarda yaşayamadığım mutluluğu aydınlıklarda doyasıya tatmak için gidiyorum, akıttığın gözyaşlarımın açtığı derin yollardan geçerek.
Zindan
Yalnızlığın demir parmaklıkları ardında sensizliğin kelepçelerini taktım ellerime. Karanlık zindanlarda kaybolan sevgimi bekliyorum sensizlikle. Bir gün çıkıp geleceksin diye kazıyorum duvarlara ille de "SEN" diye. Yankılanan o sessiz çığlıkları dinliyorum saatlerce, gururumun gölgesinde şeytanın avukatlığını yaparken kendimle.
Tek Sıkımlık Umut
Dilimin lal, kulağımın sağır olduğu anlardın SEN. Bakıp da görememeyi, dokunup da hissedememeyi öğrendim seninle. Tek sıkımlık umudumu da seninle harcadım. Şimdi yeni yürümeyi öğrenen çocuk misali ben de hayata adım atmayı öğreniyorum. Bazen bulduğum ilk hayale tutunarak bazen de ayaklarım birbirine dolanıp düşerek. Ama her seferinde yeniden küçük bir adım atarak devam ediyorum. Yokluğun pençesinden hayatın ...
HİÇ!!!
Mutluluk dediler "SEN" dedim. Hüzün dediler "SEN" dedim. Aşk dediler "SEN" dedim. Hayat dediler "SEN" dedim. Bir gün sen dediler "HİÇ" dedim. Beni Benimle Bırak - Levent Yüksel
Valiziniz Ne Kadar Büyük?
Valizimi hazırladım yarına yolculuk için. Umutlarımı koydum yanına da hayallerimi. Anılarımı yerleştirdim kırılmayacak şekilde. Gözyaşlarımı da alıyorum yanıma mutlulukta ya da hüzünde kullanmak için. Sadece "Seni" almıyorum yanıma. Geçmişi geçmişte bırakmayı öğreten "Seni". Aldım valizimi çıkıyorum yola. Sade ve sadece "BEN" olarak. umay umay - hareket vakti - fizy
Uygun Adım İleri Adım Marş…
Yelkovan akrebi yakalamaya çalışmaktan yorulup vazgeçseydi zaman dururdu. Onun bu bitmek tükenmek bilmeyen azmidir bizi günlere kavuşturan. Günün birinde birisi şöyle dedi: "Yavaşlarsan komaya girecekmiş, durursan da ölecekmişsin gibi yaşıyorsun". O zaman anladım zamanla aramda anlamsız bir mücadele olduğunu. Durdum ama dinlenmek ve derin bir nefes almak için. Kafamı kaldırıp gittiğim yola bakmak için durdum. Yürüdüğüm yolda ...